Home -- Turkish -- 08. Good News -- 15 Why does the Koran deny the Trinity?
Previous lesson -- Next lesson
08. Müslümanlara Güzel Haberlerimiz var
15 - Kuran Tanrı’nın üç cevherini niçin inkâr eder?
MEYDAN OKUMA: Artık birçok Müslüman Üç cevherli Tanrı’ya iman ediyor. Şimdi, yaşamlarında Tanrı’nın, Baba’nın, Oğul’un ve Kutsal Ruh’un düşman sevgisini, alçakgönüllülüğünü ve Tanrı sevincini yüreklerinde hissediyorlar. Ancak hiçbiri yaşadıklarını tamamen kesip atamaz. Özellikle onları tekrar İslam’a döndürmek için yapılan baskılar bu insanların ikileme düşmesine neden olabilir. Kuran’da Tanrı Baba, Oğul ve Kutsal Ruh ile ilgili, bu insanlara eskiden, Müslüman oldukları zamanlarda olduğu gibi Kutsal Üçleme’yi inkâr etmemeleri için yardımcı olabilecek işaretler var mıdır?
YANIT: Evet, yardımcı olabilecek işaretler vardır. Kuran’ın Kutsal Üçlemeyi niçin inkâr ettiğini araştırdığımızda karşımıza bazı ipuçları çıkacaktır. Bu soruya Muhammed’in, Sevindirici Haber’in Tanrı Baba, Oğul ve Kutsal Ruh üçlemesini inkâr eden ilk kişi olmadığını bilirsek daha sağlıklı bir yanıt bulabiliriz. Daha İslamiyet’ten önce, Tanrı’nın üçlü cevherine karşı çıkan bazı guruplar olduğunu biliyoruz. Bunlar Yahudi veya kilisenin Tanrı Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un varlığını inkâr ettikleri için aforoz edilen guruplardır. Aşağıda, İslamiyet öncesi verilmiş işaretlerin sıralaması yapılmıştır.
İslamiyet’ten çok önceleri, Haham Yahudiler Mesih’in tanrısallığını fütursuzca inkâr etmekteydiler. Evet, onlar Mesih’in peşine düşerek öldürülmesini sağladılar. Adeta kudurmuş biçimde O’nu suçlu saymaktaydılar. Sevindirici Haber’de bunu açıkça görüyoruz: “İsa susmaya devam etti. Baş kâhin ise O’na, “Yaşayan Tanrı adına ant içmeni buyuruyorum, söyle bize, Tanrı’nın Oğlu Mesih sen misin?” dedi. İsa: “söylediğin gibidir” karşılığını verdi. “Üstelik size şunu söyleyeyim, bundan sonra İnsanoğlu’nun, Kudretli Olan’ın sağında oturduğunu ve göğün bulutları üzerinde geldiğini göreceksiniz.” Bunu üzerine baş kâhin giysilerini yırtarak, “Tanrı’ya küfretti” dedi. “Artık tanıklara ne ihtiyacımız var? İşte küfrü işittiniz. Buna ne diyorsunuz?” “Ölümü hak etti” diye karşılık verdiler. (Matta 26/63-66)
Tüm söylenenler daha sonraları, Yahudilerin ve putperestlerin İsa’ya Tanrı’nın Oğlu Mesih olarak iman etmeleriyle kanıtlanacaktır. Rabi Yahudiliği işte böyle oluştu. Onlar İncil’den başka, Talmud ve Mişna gibi diğer Kutsal Kitaplara da iman ederler. Bağnaz Yahudilerin inançlarına göre Mişna, Tanrı’nın Musa’ya gönderdiği Tevrat’tan sonra ikinci vahiydir, ancak yazılı değil, sözlü olarak, önce kâhinler, sonra hâkimler daha sonra peygamberler ve bilgeler en son olarak da Hahamlar tarafından kuşaktan kuşağa aktarılmıştır. Mişna Mesih’ten tahminen 200 yıl sonra kitap olarak derlenmiştir. Talmud, Mişna’nın kapsamlı yorumudur. Haham Yahudilerinin Mesih’ten sonra, ancak İslamiyet’ten önce yazılmış Kutsal Kitaplarında, İsa’nın adı “YESHU” olarak geçer ve “ yimmach shemo u-zikro” sözcüklerini baş harflerinden oluşmuştur. Adı ve anısı silinsin anlamına gelir. Bu nedenle Mişna’da İsa adı hiç geçmez, Talmut ise bu adı çok az kullanmıştır. Talmut’a göre İsa, İsrail’i putperestliğe sürüklemiş gizli ve resmi ayartıcı diye bilinir. Bunun nedeni O’nun kendisini Tanrı’nın Oğlu Mesih olarak tanıtmasıdır. Kuran’ın, dolayısıyla da İslam’ın Mesih’i, Tanrı’nın Oğlu olarak tanımaması, Muhammed öncesi Yahudi öğretisine dayanır. Ancak Kuran, Mesih hakkında olumlu açıklamalar da yapar. Örneğin: O’nun bir mucize sonucu bakire Meryem tarafından dünyaya getirildiğini söyler. Muhammed bu açıklamayı Yahudilere dayanarak yapmış olamaz, çünkü Yahudiler yalnız Talmut’un yazdıklarına inanırlar. (Shab 104b/Sanh 67a) Buna göre Meryem günahkâr bir kadındı ve Pantheros isminde Romalı bir subayla evlilik dışı ilişki kurmuş, İsa adında gayrimeşru bir çocuğu olmuştu. Kuran, Yahudi ve Hıristiyan öğretilerini niçin karıştırır? Bunun yanıtı da İslamiyet öncesinde aranmalıdır. Muhammed’in yaşadığı dönemde Yahudi-Hıristiyan mezhepler bulunmaktaydı ve bunlar her iki öğretiyi karıştırmışlardı. Elimizde bu döneme ait yazılı belge bulunmamaktadır. Ancak bazı kilise babaları eserlerinde, bu dönem metinlerinden alıntılar yapmışlardır, bu sayede o zaman diliminde İsa hakkında neler söylendiğini öğreniyoruz.
Erken Hıristiyanlık döneminde var olan Yahudi-Hıristiyan mezheplerinden biri olan Ebionistler’in kendilerine ait bir müjde kitapları vardır. Konu hakkında Epiphanius şöyle yazar: “Onlar Mesih’in Tanrı’dan olmadığını, diğer melekler gibi yaratıldığını söylerler… Ancak O diğer melekler ve Tanrı’nın yarattığı tüm canlılar üzerinde egemenlik kurarak nasıl geldiğini anlatır; “Kurbanı kaldırmak için geldim. Şayet kurban kesmeye devam ederseniz, üzerinizdeki kızgınlığım artacaktır.”
Başka bir Yahudi- Hıristiyan mezhebi Nasaralıların (Kuran’da Hıristiyanlar için aynı ad, “Nasara” kullanılır) İbranice yazılmış müjde kitapları vardı. Burada: “ Mesih dünyaya, insanların arasına inmek istediğinde, Baba Tanrı gökyüzünde Michael adında bir güç yarattı ve Mesih’i ona emanet etti. Dünyaya gelen güç Meryem adıyla tanındı. Ve Mesih yedi ay boyunca onun gözaltında kaldı.”denilmektedir.
İslamiyet öncesi ortaya çıkmış, Kutsal Üçleme karşıtlarının, Mesih’i öven haberleri, Muhammed’in Baba Tanrı, Oğul ve Kutsal Ruh’u inkâr etmesinin kendinden kaynaklanan bir fikir olmadığını, bunun eski Hıristiyan mezheplerinden alındığını kanıtlar. Muhammed, Arabistan Yarım Adasında yaşayan bu insanları kendi tarafına çekebilmek için bu sahte öğretilere Kuran’da yer vermiştir.
KÖTÜ HABER: Kuran’ın Mesih’i Tanrı’nın Oğlu olarak kabul etmemesi, buna bağlı olarak da Muhammed’in Kutsal Üçleme’yi inkâr etmesi vahiyde belirtilmiş açıklamalar değil, İslam’dan önce var olan Haham Yahudiliği ve Yahudi-Hıristiyan mezheplerden alınmış uygulamalardır.
İYİ HABER: Mesih gerçektende Tanrı’nın Oğlu’dur. O’nun göksel Baba’sı Mesih’e olan inancımız aracılığıyla bize güç verir, böylece Kutsal Üçleme’nin çocukları olarak kabul ediliriz.
TANIKLIK BELGESİ: Adım Saidou, Batı Afrika’da bulunan Burkina Faso’luyum. Geçmişte Müslüman’dım. İslami kurallara göre yaşamaya özen gösteriyor, elimden geldiği kadar namaz vakitlerini kaçırmamaya çalışıyordum. Yaşadığım Ouagadougou büyük bir şehirdi, birçok küçük yerleşim merkezinde olmayan sinemalar bulunuyordu ve ben sinemaya meraklıydım. Bir gün “Krallar kralı” adlı bir film seyrettim, Mesih’in insanlar arasındaki yaşamını anlatıyordu. Filmi baştan sona kadar, gözümü kırpmadan izledim. Hatta aynı filme birkaç defa gittim. Kafamda Mesih’le ilgili bir fikir oluşmuştu. Daha sonraları Yeni Ahit’i aldım ve okudum. Bir ayet vardı ki, sanki bir insan gibi benimle konuşuyordu. Bu ayet Mesih’in; “Yol, gerçek ve yaşam benim” dediği Yuhanna 14/6 idi. Şaşkındım; ayet şöyle devam ediyordu; “Benim aracılığım olmadan Baba’ya kimse gelemez.” İçimden şu soru geçiyordu; Ya Muhammed, O kim? İçimi bir korku sardı. Dua ettim; “Senden başka kimse yoksa bende sana geliyorum.” O zamandan sonra yaşamım değişti, Hıristiyan oldum, yaşamımı İsa Mesih’e adadım.
DUA: Rabbimiz ve Kurtarıcımız İsa Mesih, bize Baba’nın yolunu gösterdiğin ve bizi bu yola çektiğin için teşekkür ediyoruz. Baba aracılığıyla gönderdiğin Ruh’un ile Yüce Tanrı’nın çocukları olarak yeniden doğmamızı sağladın. Artık Tanrı’ya Baba’mız olarak dua edebiliyor, yeryüzünde ve gökyüzünde O’nun sözlerini yerine getirebiliyoruz. Tanrı, Baba, Oğul ve Kutsal Ruh! Senin Kutsal adını övüyor, sana, yakarıyor, saygınlığının her yerde geçerli olması nedeniyle teşekkür ediyoruz. Tanrısal gerçeğini bize öğret ki, yaşamımızda olduğu gibi, bizlerin aracılığıyla birçok kişinin yüreğinde de Hükümranlığına yer açılsın.
SORULAR: İslamiyet öncesinde hangi mezhepler Tanrı’nın üç cevherini inkar etmişlerdir? Kuran, bu zamandan kalma hangi metinlerin izlerini taşır?
EZBER: “Rab İsa Mesih’in lütfu, Tanrı’nın sevgisi ve Kutsal Ruh’un paydaşlığı hepinizle birlikte olsun.” (II. Korintliler 13/13)